Hizmetlerimiz

Hizmetlerimiz

Mikrohibrit teknolojisini kullanarak kapalı burun ameliyatlarında tahmin edemeyeceğiniz sonuçlar ortaya çıkarıyoruz. Ameliyat sonrasında hiçbir ağrı ya da kanama yaşamadan hak ettiğiniz yüze yalnızca bir kaç gün içerisinde sahip oluyorsunuz.

Rinoplasti

Ameliyat Öncesi

Siz de araştırmaya başlayınca göreceksiniz ki Burun ve yüz estetiği başlı başına bir bilim dalı konusu. Bu konuya hakim olabilmek için takip edilmesi gereken literatür, toplantı ve bilimsel çalışmalara zaman ayırmak gerekli. Geçmişteki tecrübeleri iyi okuyup, yeni gelişme ve teknikleri çok iyi takip etmek gerekiyor. Ben çok farklı tedavi alanlarım olup; burun estetiği de yapıyorum diyecek kadar geniş zamanım olmadığını biliyorum. Bu konuya kendimi vermemin sebebi bu.

Bu konuda özelleşmiş kişiler bu ameliyatı yapmalı. ABD’de Fasial Plastik Cerrahisi Uzmanları bu ameliyatları yapıyor. Kulak burun boğaz uzmanları da, plastik cerrahi uzmanları da bu konuda özelleşmiş oluyor. 

Peki ülkemizde bu ameliyatı yapan kişilerin bu konuda özelleştiğini nasıl anlarız? 

Burun hem estetik hem de fonksiyonel açıdan çok önemli bir organ. Burun estetiği uzmanı burun içerisindeki konka ve lenf dokularına, mukoza yapısı ve fizyolojisine hakim olması gerekir. Bunun yanında burnun yüze uyumunu da değerlendirebilmeli, yüzü bir bütün olarak ele alabilmelidir. Kaş-burun çizgisi, göz kapağı estetiği, göz altı ışık dolgusu, profiloplasti, çene ucu estetiği, alna doku enjeksiyonu hatta kulak estetiği gibi konularda hastasına alternatifler sunabilmelidir. Hekim ve hasta bütün ayrıntıları konuşup birlikte hareket edebilmelidir.

Önce kötü senaryoyu düşünüyorsunuz:

“Çok kötü burunlar görüyorum”

“Ben ameliyatlı burunları hemen anlıyorum”

“Arkadaşım yaptırmış, söylemiyorum kendisine ama çok kötü görünüyor”

“ifademin değişmesinden çok korkuyorum”

Haklısınız ama…

Burnu anlamsız derecede küçültmeye çalışmak, ‘kalkık burun her zaman güzeldir’ diye düşünmek, aşırı kavisli burunlar yapmak bence çok riskli.

Ben de bu tür ameliyatları çevrede görüyorum. Burun ucu problemleri de çok fazla. Çimdiklenmiş gibi burun ucu olanlar, sivri burunlar, burun delikleri görünenler.. Bunları sık görüyorum.

Ama… MODERN TEKNİKLERLE burun kıkırdakları ve kemiğini istediğimiz gibi değiştirmek mümkün. Doğala en yakın, ameliyat olduğu kesinlikle anlaşılmayacak burunlar yapabiliyoruz.

Elimizde bu imkanlar varken fonksiyonlarını yerine getirmeyen veya aynada sizi rahatsız eden burnunuz varsa ameliyat olmaktan çekinmeyin. Tabi bu konuda özelleşmiş bir uzmanla bütün ayrıntıları konuştuktan sonra.

Bu amaçla hazırlanmış bilgisayar programları, hardware ve software tasarımları var. Bunların çok önemli bir fonksiyonları söz konusu. Bunlar sayesinde hastayla anlaşıyoruz. Yani hastanın istediği burun sırtı kavsinin ne kadar olduğunu; burun kalkıklığının ne derece olduğunu vs. somut olarak konuşuyoruz. Ama bu bir nevi anlaşma; sizin ameliyat sonrası haliniz değil. Bu çalışmayı hekiminizle yapın.

Ama ameliyat sonrası görünümünüzü anlamak ve önceden kestirebilmek için özellikle doktorunuzun daha önce yaptığı burun ameliyatlarına bakın. Burada çok önemli bir nokta var: yapılan ameliyatların sadece sonrasına değil; öncesi ve sonrasına birlikte bakın. Fotoğraflama yapılırken 7 klasik poz vardır, bunların hepsine birlikte bakın ve aynı açıdan ve aynı kalitede çekilen fotoğrafları değerlendirin. Bir burnun hangi noktadan hangi noktaya geldiği çok önemlidir.

Doktorunuza
-neyi istediğinizi anlatın.
-neyi istemediğinizi anlatın.
-gerçekçi olun.

Böylece zihninizde sadece ameliyat sonrası burun şekliniz değil, burun şekli ve yüz ifadeniz canlanmaya başlayacaktır.

Bence bu gayet normal. Hem sosyal açıdan hem de fizyolojik açıdan ne kadar önemli bir ameliyat olduğu ortada. Bu noktada kar-zarar hesabı yapın: ameliyat olursanız hayatınızda neler değişecek? Bunu hekiminizle bütün ayrıntılarıyla konuşun.

Burun estetiği anlatılırken az yerde komplikasyonlardan söz edilir.Dikensiz gül bahçesi mi? değil.

Peki komplikasyonlar nelerdir?

– Kanama: Sevimsiz bir komplikasyon. Ameliyattan 1 saat sonra da olabilir, 1 hafta sonra da olabilir. Tamam, sevimsiz bir komplikasyon ama bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından başedilmesi kolay bir durum. Meydana geldiği zaman sanılanın aksine hayati tehlike riski yok denilecek kadar azdır.

– Nefes alma problemleri, baş ağrısı ve sinüzit: Sineşi denilen burun içi yapışıklıklar veya kıkırdak kemik eğrilikleri, burun eti büyümeleri bu duruma sebep olabilir. ikinci bir ameliyat gerekli olabilir.

– Estetik sorunlar ve deformiteler: Bunların derecesi ve nasıl bir müdahale ile düzeltilebileceği önemli.

– Tekrar ameliyat veya müdahale riski: Çeşitli bilimsel çalışmalarda ikinci bir ameliyat riski için oranlar verilmiş. Bu yayınlarda %5 ten başlayıp %18’e varan sonuçlar var. Benim gördüğüm kadarıyla %2-3 gibi bir grupta düzeltme yapılabilir. Bu düzeltme en fazla15 dakikalık küçük müdaheleler olabilir. Eğer bu şekilde olmazsa problem var demektir ve revizyon burun ameliyatından söz etmek gerekir.

Ameliyatla İlgili

Rinoplasti ameliyatı lokal ya da genel anestezi altında yapılabilir. Çok çok özel bir durum yoksa ben ameliyatlarımı genel anestezi altında yapıyorum. Bence günümüz şartlarında bunu tartışmak bile anlamsız.

Bir diğer önemli nokta da: ameliyatlarımı kesinlikle muayenehane ortamında yapmıyorum. Bu işin yapılması gereken yer cerrahın rahat ettiği ameliyathane ortamı olmalı.

Ameliyat sırasında yaptığımız şey burnun fonksiyonlarını garanti altına aldıktan sonra kıkırdak ve kemik yapılarını değiştirerek istenilen şekli oluşturmak.

Bu noktada artık teknik konular başlıyor. Sırasıyla gidelim:

Sanılanın aksine iki teknik arasında büyük farklar yok. Burnun alt kısmında yaklaşık 5mm’lik bir kesi yapılıp, burun içi kesilerle birleştirilir ve deri kaldırılarak işlemler yapılırsa açık; bu 5mm’lik kesi olmadan burun içi kesilerle deri kaldırılarak işlemler yapılırsa kapalı teknik oluyor.

Burada önemli nokta şu: Cerrahın her iki tekniği de uygulayabilmesi ve hangi hastaya hangi teknik daha uygunsa onu tercih etmesi. Çünkü burun ucunda çok büyük problemler yoksa ufak problemler kapalı teknikle halledilebilir.

Bunun tam tersi daha da vahim bir tablo teşkil ediyor. Kapalı teknikte ısrar edip gerekli hastalarda açık teknik tercih edilmezse problemler kaçınılmaz olur.

Ameliyat sırasında burun kemiklerinin şekillendirilmesi gerektiğini herkes biliyor. “Kırmak” kelimesi kontrolsüz bir işlemi çağrıştırıyor ve biraz da kaba bir terim.

Burun kemiği şekillendirilirken keski, osteotom, törpü, mikromotor, ultrasonik kemik kesici vs. kullanılabilir. Bunların hepsini elinin altında tutmak cerraha bir kolaylık sağlıyor ve tercihini hastanın durumuna göre yapabiliyor.

Sadece küçük bir kemeri olan hastada törpü yerine osteotom kullanılması gereksizdir. Çok eğri bir burunda elimizin altında powered instruments denilen mikromotor veya ultrasonik kemik kesicilerin kullanılması bize büyük avantaj sağlar.

Uygun hastada uygun aletlerin seçilmesi gerekir. Tek bir alette ısrarcı olmayı anlamakta güçlük çekiyorum.

Son zamanlarda çok kullanılan bir Çin Atasözü bu durum için de geçerli:

“Elinizin altında sadece çekiç varsa herşey size çivi olarak görünür.”

Baştan söyleyeyim “o metrelerce uzun tamponları kullanmıyoruz” demek artık lüks değil. Günümüzde bunların kullanılması zaten çok saçma. Bence bunu belirtmem bile anlamsız. Artık bu konunun konuşulmamasını ümit ediyorum.

Tamponları kısaca anlatayım:

En sık kullanılan silikon splint denilen adından da anlaşılacağı üzere silikon yapısında ve yaprak şeklinde malzemeler. İçinde oluğu var, burdan bir miktar nefes alabiliyorsunuz.

Diğerleri sünger gibi. Bunlarda nefes alamıyorsunuz. Bunların da bir kısmı kendiliğinden erirken; diğer bir kısmının amelyat sonrası çekilmesi gerekiyor.

Benim uygulamamda en sık tercihim: Hiç tampon kullanmamak. İkinci sırada Silikonlar var. Bu silikonları çoğunlukla ameliyat sonrasında burun içerisinde yapışıklıklar olmasın diye tedbir amaçlı kullanıyorum. Ameliyat sonrası 2. veya 3. günde çıkarıyorum. Bunlar gerçekten çok ağrılı değil ama çıkarılırken burnunuzdan sanki kocaman bir sümük çıkıyor hissi uynadırıyor. Sünger yapısında olanları tercih ettiysem bunların kendiliğinden eriyenlerini kullanıyorum. yani ameliyat sonrası çekmek gerekmiyor. Bu hastalar hem estetik rinoplasti hem de endoskopik sinüs cerrehisi işlemlerini birlikte yaptığım hastalar oluyor.

İçerik hazırlık aşamasındadır.

Ameliyat Sonrası

Ameliyat sonrası ağrı neredeyse yok denilecek kadar azdır.

Göz çevresinde morluk ve şişlikler olabilir. Bu konuda yanlış bir düşünce var: “Kullanılan alet ya da tekniğe göre hiç morluk olmuyor ve hasta hemen normale dönüyor” şeklinde. Buna tam olarak katılmıyorum. Morluk ve şişlikleri etkileyen 3 temel faktör var:

1.Anestezi sırasında hastanın tansiyon değerleri

2.Ameliyat tekniği ve kullanılan aletler

3.Kişisel faktörler

Evet bazı hastalarda az, bazı hastalarda fazla morluk ve şişlik olabiliyor.

Şunu unutmamak gerekir: morluk ve şişlikler ameliyat sonucunu etkilemez.

Tampon ve silikon konusu: En sık kullanılan silikon splint denilen adından da anlaşılacağı üzere silikon yapısında ve yaprak şeklinde malzemeler. İçinde oluğu var, burdan bir miktar nefes alabiliyorsunuz.

Diğerleri sünger gibi. Bunlarda nefes alamıyorsunuz. Bunların da bir kısmı kendiliğinden erirken; diğer bir kısmının amelyat sonrası çekilmesi gerekiyor.

Benim uygulamamda en sık tercihim: Hiç tampon kullanmamak. İkinci sırada Silikonlar var. Bu silikonları çoğunlukla ameliyat sonrasında burun içerisinde yapışıklıklar olmasın diye tedbir amaçlı kullanıyorum. Ameliyat sonrası 2. veya 3. günde çıkarıyorum. Bunlar gerçekten çok ağrılı değil ama çıkarılırken burnunuzdan sanki kocaman bir sümük çıkıyor hissi uynadırıyor. Sünger yapısında olanları tercih ettiysem bunların kendiliğinden eriyenlerini kullanıyorum. yani ameliyat sonrası çekmek gerekmiyor. Bu hastalar hem estetik rinoplasti hem de endoskopik sinüs cerrehisi işlemlerini birlikte yaptığım hastalar oluyor.

Hastanede kalma süresi: Ameliyattan çıkınca saatler içeresinde kendinize gelip basit aktiveteler yapabiliyorsunuz. Kendi kendinize yemek yemek, telefon kullanmak vs. . Aynı gün taburcu olabilmeniz mümkün.Bazen, özellikle revizyon amelliyatlarında 1 gün hastanede yatmanız gerekiyor. Ameliyattan sonraki gün hastalarıma duş almalarını öneriyorum. Bu durum hastayı çok rahatlatıyor. Kullanılan uygun bantlar ve ateller ile burna bir kaç dakika su temasıyla problem olmuyor.

Alçı-Atel: Ameliyat sonrası burun sırtına konulan plastik ateli bir hafta sonra çıkarıyorum. Bundan sonra burundaki ödemin daha çabuk inmesi için ten renginde ince bantlar kullanıyorum ve bunları da birkaç gün tutuyorum. ikinci haftanın sonunda güzel bir görüntü ortaya çıkıyor. Şişliklerin tam olarak geçmesi bazen 6 ayı buluyor. Ama hasta veya çevredindekiler bu şişlikleri anlayamıyorlar bile.

Gözlük: Burada önemli olan etken burun kemiğinin yapısı. Bazen 10 gün sonra bile gözlük kullanımına müsade edebiliyorum. Bu süre en fazla 2 aya uzayabiliyor. Bence öyle 6 ay beklemeye falan gerek yok.

Güneş ışını maruziyeti: Yaklaşık 3 ay süreyle direk güneş ışığına maruz kalmamak gerekiyor. Bu ciltte lekelenmelere sebep olabilir. Zorunlu hallerde şapka veya güneş koruyucular kullanılabilir.

Revizyon Rinoplasti

  1. Neden ikinci bir ameliyat gereksinimi olur?
  2. Daha önce burun ameliyatı geçirenlerde nasıl bir süreç izleniyor?
  3. Revizyon burun ameliyatında burna şekil verme

Daha önce bir veya birden fazla burun ameliyatı geçiren ve istenilen sonucun elde edilemediği durumlarda yapılan burun estetiği ameliyatına revizyon rinoplasti diyoruz. Farklı isimlendirmeler var: ikincil rinoplasti, sekonder rinoplasti gibi..

Genel olarak bu ameliyatların ilk ameliyattan daha zor olduğu kabul edilir. Çünkü yapısı değiştirilmiş ve başarılı olamamış bir burun iskeleti var, ona adapte olmuş bir cilt söz konusu ve ameliyata başladığınız zaman süprizlerle karşılaşmanız söz konusu.

Ama eğer ameliyata yeterli hazırlık yapılarak girilirse bu ameliyatların ilk ameliyatlardan farkı yok. Yeterli hazırlıktan kastım şu:

1. Problemler net ve somut olarak ortaya konulmalı

2. Beklentiler gerçekçi olmalı

3. Başta kıkırdak dokusu olmak üzere yeterli doku olmalı. Hastaların anlamakta en çok zorlandığı konu bu oluyor. Aslında konu çok basit. Biz burun ameliyatı sırasında doğala en yakın anatomiyi oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun için de başta kıkırdak dokusu olmak üzere bazı dokulara ihtiyacımız var. İlk ameliyatlarda bu kıkırdak rezervi “septum” denilen burun orta çatısında mevcut. Fakat revizyon ameliyatlarında buradaki kıkırdak dokusu bazen yetmiyor. Bu durumda ya hazır kıkırdak denilen kadavradan elde edilip çeşitli işlemlerden geçirelerek elde edilen biraz maliyetli ama güvenilir materyaller kullanılabilir Veya vücudumuzda bulunan başka yerlerdeki kıkırdak dokulardan elde edilebilir. Kulak arkası bunun için bir alternatif. Ama ben kulak kıkırdağını pek kullanmıyorum. Çünkü yeterli olmuyor ve kıvrımlı yapısı nedeniyle kullanışlı da değil. Bir diğer seçenek meme çizgisi hizasından kaburgadan yaklaşık 3 cm’lik bir kıkırdak almak. Bu bence en güvenilir ve en kullanışlı yol.

Eğer yeterli hazırlık yapılarak bu ameliyatlara girilirse yapılan ameliyatın zorlukları minimuma inmiş oluyor.

Şunu çok rahat söyleyebilirim: yeni tekniklerle revizyon rinoplasti ihtiyacı azaldı.

Eskiden yapılan ameliyatlarda aşırı çıkarım söz konusuydu. Bunlar burun sırtının fazla oyuk, burun ucunun aşırı kalkık olduğu kendini belli eden ameliyatlar. Yine burun ucunun çimdiklenmiş gibi olduğu, asimetriler olan burun ucu problemleri de az değil.

Son zamanlarda yapılan ameliyatlarda bu problemler daha az. Fakat şimdi de fazla greft yani doku konulması veya dikişlerle burun ucunun fazla sıkılmasına bağlı problemler söz konusu.

En sık gördüğüm problemler arasında ; Kemik kemerin alınıp kıkırdağın alınmadığı burnun yandan bakıldığında papağan gagası gibi göründüğü, burun sırtının sivri kaldığı, burun ucunun asimetrik olduğu ameliyatlar var. Çoğunlukla da bunlar birlikte olabiliyor.

Burun estetiğinde doğal anatomiye ve cerrahi dokulara saygılı davranıp yeniden bir şekillendirme yapıyoruz. İlk ameliyatta septum denilen orta çatıdaki kıkırdak dokusu bizim için yeterli olabiliyor. ama revizyon ameliyatlarda bu rezerv çoğunlukla yitirilmiş oluyor.

Vücudumuzun başka bir yerinden kıkırdak almak gerekiyor. Kulak arkasından bu kıkırdak alınabilir. Hastalar “kulağımızdan da olmayalım” diye yarı şaka yarı ciddi bir tepki gösteriyorlar. Bu işlem uygun kesilerle yapılırsa bu durum kulakta görülen bir deformiteye yol açmıyor. Ben kulak kıkırdağını kullanışlı bulmuyorum. Kıvrımlı ve düzensiz yapısı nedeniyle pek tercih etmiyorum.

Kaburgadan kıkırdak almak, istenilen iskelet yapıyı oluşturmak için çok kullanışlı. Sağ meme başının yaklaşık 5 cm altı hizasından yaklaşık 2-3 cm’lik bir kesi yapıyoruz. Bu daha sonra iz problemi oluşturmuyor. Burdan yaklaşık 3 cm çapında bir kıkırdak dokusu alıp bunu burun iskeletini oluşturmada kullanıyoruz.

İz kadınlarda bikini çizgisinin altında kalıyor . uygun kapatıldığında haftalar – aylar sonra belli belirsiz bir iz kalıyor. Uygun teknik kullanıldığında ağrı da olmuyor.

Profilplasti

Yüz estetiği ya da yüzdeki her hangi bir noktaya yapılan estetik uygulama ve ameliyatlarda tüm estetik amaçlar ve sonuçlar göreceli olsa da kesin olan bir şey vardır ki; yüz bir bütün olarak değerlendirilmelidir. İşte tam da bu noktada profil estetiği kavramı gündeme geliyor. Özellikle burun ameliyatlarında çok daha fazla önem kazanan profil estetiği, hem hekimin hem de hastanın bilgi sahibi olması gereken bir konu olarak da dikkat çekiyor.

Profiloplasti yada profil estetiği dediğimiz zaman adından da anlaşılacağı üzere profil görünümünün estetik açıdan iyileştirilmesi ve daha estetik, orantılı bir profil görünümü elde edilmesi amaçlanır. Bütünsel estetik cerrahi uygulamaları içerisinde önemli bir yer tutan profil plasti ya da profil estetiğinde alın, burun, dudak, çene ve boyun yapılarının birbirleriyle uyumunun sağlanması önemlidir.

Profil görünümünün iyileştirilmesi ve orantılı bir güzellik elde edilmesi için değerlendirilmesi gereken yapılar şunlardır.

-Alın yüksekliği ve saç çizgisi

-Alın burun ilişkisi

-Burun dudak ilişkisi

-Üst dudak alt dudak ilişkisi

-Üst çene alt çene oranı

-Çene ucunun pozisyonu

-Gıdı bölgesi

-Boyun-çene açısı

Profil estetiği için yukarıda bahsettiğimiz tüm yapılar değerlendirildikten sonra, ihtiyaca göre yapılan planlamaya uygun olarak. Burun estetiğidudak estetiğiçene ucu estetiğigıdı estetiğiboyun estetiği uygulamalarından bir yada birkaçı kombine olarak veya ayrı operasyonlar olarak gerçekleştirilebilir.

Ameliyatsız estetik uygulamaları ile profil estetiği ne yönelik düzeltmeler yapılabilir. Elbette bu işlemlerin sonucu 12-18 ay süren geçici sonuçlardır. Ancak bazen hastaların ameliyat çekinceleri veya olası bir ameliyat öncesinde elde edilecek sonucu görmek istemelerinden dolayı geçici dolgu estetiği ile bu işlemler gerçekleştirilebilir.

Profilplasti yapılacak uygulamalara ve hastanın tercihine bağlı olarak genel anestezi veya lokal anestezi altında yapılabilir.

Yapılacak işleme göre değişkenlik gösterir. Dolgu estetiği uygulamalarında 15-20 dk’lık bir süreç sonrası normal hayata devam edilirken, cerrahi işlemlerden sonra ise işleme göre 2-3 gün ile 7-10 gün arasında değişen süreler söz konusudur.